22 Temmuz 2015 Çarşamba

OG Günlüğü | 22.07.2015

22 Temmuz Çarşamba

12.26: Büyük bir baş ağrısı eşliğinde uyandım. Dünün yorgunluğunu üzerimden atamamış olduğumu fark ettiğimde haplarımı içmeyi unuttuğumu da fark ettim. Hafifçe sızlanarak yatağımda döndüm ve baş ucumdaki telefonumu aldım. Birkaç dakika daha uyusaydım 11 saat uyumuş olacakmışım... Belki de başım çok uyumaktan ağrıyordur. Her neyse.

12.37: 10 dakika boyunca telefonumda gezindim. Instagram, Facebook, Twitter derken Whatsapp'tan gelen mesajla telefonum titredi. Pınar, bizimkilerle kurduğumuz Whatsapp grubuna "Kanal D'de Aşk-ı Memnu Veda var," yazmış. Yataktan nasıl fırladığımı hatırlamıyorum. 

12.40: Tanrım, reklam varmış. Reklam bitene kadar kendime gelmeye çalışacağım. 

12.52: Kardeşim yanıma gelip kahvaltıda ne yiyeceğimizi sordu. Annem dün nöbetçiydi ve bugün de devam etmesi gerekiyordu. Babamsa evde değildi. "Bilmiyorum," dediğimde gözlerini devirip mutfağa yürüdü, ben de peşinden gittim. En sonunda ekmek kızartmaya karar verdik. Yine de ben krep yapmak istiyorum!

12.54: Reklam bitmiş! 

13.55: Bir yandan kahvaltı yaparken diğer yandan da Aşk-ı Memnu izledim. Kahvaltıda sadece ekmek yemek istemediğimden yumurta da haşladım. Biraz domates doğrayıp sallama çay yaptım. Kardeşim bunları sevmediği için sadece ekmek yedi. Bazen ona cidden şaşırıyorum. Bir insan bu kadar fazla yemek seçmemeli... 

14.36: Aşk- Memnu bitti. 

Şu an yanımda bayramdan kalan çikolatalar var ve gözlerim dolu dolu. Birisi dokunsa ağlayacak gibi hissediyorum. Bihter'in ölümünü hiçbir zaman kabullenemedim, sanırım asla kabullenemeyeceğim. Ölmeyi hak etmiyordu. Bu final bölümü bana bir kez daha aşık olanların kaybettiğini gösterdi. Çok seversen, üzülürsün. Bu kadar basit. 

Diziyi izlerken bir yandan Whatsapp grubunda Ayla, Ezgi, Merve ve Melike'yle konuşuyordum. Hepsi de Adnan Takımı'ndanmış. Moralim bozuldu. Adnan, Behlül, Nihal, Beşir, Matmazel... Hepsinden nefret ediyorum. 

14.37: Bihter'e aşığım. 

15.16: Annem nöbetten geldi. Kapıyı açmak için gittiğimde kardeşim de yanımdaydı. Parmaklarını kütletmeye başlayınca kavga ettik çünkü o sesten nefret ediyorum. Bana sinirlenince anneme kahvaltıyı hazırlarken cezvenin sapını yaktığımı söyledi. Sanırım anneme yeni bir cezve almam gerek. 

19.00: Uyumuşum. Dünkü yorgunluğum 11 saatlik uyku ile geçmemiş olacak ki üç saat daha uyumuşum. Yine de baş ağrım katlanılamayacak seviyede. 

19.01: Bir ağrı kesici almalıyım. 

19.50: Dün gelen bayram hediyesi kitaplarımın fotoğrafını çekip Instagram'a yükledim. Bookstagram'ı çok seviyorum.

19.58: Annem soslu makarna yapmış! Bu kadına tapabilirim. Uzun zamandır canım istiyordu ve mutluluktan öleceğim. Abartmamam gerektiğini kendime hatırlattım. Eğer böyle giderse asla zayıflayamayacağım. 

20.00: Annem taze fasulye de yapmış ve taze fasulye yemezsem makarna yiyemeyeceğimi söyledi. Az önce saydığım iltifatların hepsini geri alıyorum. 

20.34: Yemekten sonra oturup Instagram'ı kontrol ettim. Sevgili Afrodit İpek bana Kurtlara Söyle Eve Döndüm'ü okumam gerektiğini yoksa benimle konuşmayacağını söylemiş. Yine de Middlesex'i önce okuyacağım. Ardından hemen Kurtlara Söyle Eve Döndüm! 

20:45: Tanrım, İlayda kitaplarımın üzerine su dökülmesini istediğini yazmış. Her ne kadar şaka yollu da olsa, düşüncesi bile tüylerimin ürpermesine sebep oldu. 

21.08: Annem hazırlanmamızı söyledi. Dışarı gidip Gençlik Park'ında oturacakmışız. İstemeye istemeye hazırlandım ve bir yandan da Nisa ve Ebru'ya gelip beni kurtarmaları için mesaj attım. 

21.17: Elbette mesajımı görmediler. Mesajım iletilmemiş bile!

21.23: Kübra, kitaplarımı paylaştığım fotoğrafa yorum yapmış. Onu çok özledim, gece mesaj atacağım!

22.06: Annemi ve kardeşimi bırakıp eve geri döndüm, biraz dolaşacaklarmış. Sanırım en iyisi defterdeki günlüğü bilgisayara geçirmek. 

22.32: Enise mesaj atmış. Bir de fotoğraf atmış. Kafalar bin beş yüz dolaşıyor sanırım, o fotoğraftan bunu anladım. 

22.56: Nisa mesajımı görmüş ve dalga geçercesine "Ben haftanın yedi günü anne ben Gençlik'e gidiyorum diyerek evden çıkıyorum," yazmış. Aramız son zamanlarda eskisi gibi iyi değil ve sanırım bunun suçlusu benim. Kendimden nefret ediyorum. 

23.01: Enise, küs olduğu arkadaşına ses kaydı atacağını söyledi. Tanrım... Kafası güzel olduğu için böyle düşünüyor, pişman olacak. Onu vazgeçirmeliyim. 

23.07: Sanırım bu saatten sonra hayatımda pek bir şey olmayacak. Olacaksa bile yarın yazarım. En iyisi günlüğümü artık paylaşmak. 

***

Herkese merhaba! Bizler Olimpos Günceleri olarak tıpkı Bridget Jones gibi tur boyunca günlük tutup bunları sizlerle paylaşmaya karar verdik. Umarız ki beğenerek günlüklerimizi okursunuz. Ah, Bridget Jones turumuzu da umarım beğenirsiniz. Yarın yeniden görüşmek üzere! 

0 yorum:

Yorum Gönder